Doğu Hint tarihinde yabani kuşların (hepsinin değil) M.Ö. 3200lü yıllardan önce evcilleştirildiği kaynaklarda mevcut. İnsanoğlunun hayvanlarla imtihanı hiçbir zaman durmamıştır. Doğu Hint bölgesinden 1800 yıl sonra, M.Ö. 14. yüzyılda Güneydoğu Asya'da tavuk, kaz ve ördek eğitildiğini tarihi kayıtlardan ispatlayabiliyoruz ancak bu durum Mısırlılarda tam anlamıyla geçerli değil.
Antik Mısır'da kaz ve ördek evcilleştirilmiş haldeyken, tavuk konusunda pek bir bilgi sahibi olmadıklarını görüyoruz. Ancak M.Ö. 1300'lerden sonra tavuk Mısır'da evcilleştirilmiş ve yumurtalı yemekler yapılmaya başlanmıştır.
(* Bazı fikirlere göre ise bu tarih, M.Ö. 2500'lere kadar gidiyor. Ancak bu kesin bir kaynağa dayanmıyor.)
Fakat tekrar hatırlatmak gerekirse, tavuk yumurtası haricinde diğer yumurtalara erişimleri mevcuttu. Yani yumurtadan tamamen yoksun değillerdi.
Firavunluk döneminde kümes hayvanları arasında tavuk yoktu. Kaz vardı, ördek vardı. Bu kuş türlerinin yumurtalarından faydalanılıyordu. Kuş eti konusunda, devekuşundan tutun da güvercin buğulamasına kadar geniş çerçevede mutfak kültürüne sahiplerdi. (Bober, syf. 63)
Herodot bile Mısırlıların bu kaz manyaklığına bir türlü anlam verememiştir. Ancak tek deli oldukları yumurta türü kutsal saydıkları kaz kuşunun yumurtası değildi. Aynı şekilde Mısırlıların, batere adını verdikleri tuzlanarak sıkıştırılmış, güneşte kurutulmuş kefal yumurtalarıdır. (Bober, syf. 65) Fakat bu yemeğin ne zaman ve nasıl ortaya çıktığı, hangi cin fikirlinin aklına geldiği ve hangi cesur arkadaşın yemeye cürret ettiği bilinmiyor.
Tavuk ve yumurtaları Avrupa'ya baya bir sonra, M.Ö. 600 civarlarında ulaşmıştır. Yani nereden baksanız hemen hemen Mısırlılardan yaklaşık olarak 600 yıl sonra gelmiştir. Tabi bu durumda tavukçuluk ve yumurta konusunda biraz hazıra konmuşlar gibi dursada, yumurtaya gerken değeri vermişler. Hatta Sezar'ın Galya Savaşları esnasında, Britonların tavukları veya yumurtalarını yemek yerine onları sırf keyfine beslediğinden bahsetmektedir. (Sallares, syf. 233)
M.S. 4. ve 5. yüzyıllarda, horoz ve tavuk tasfirlerini mozaiklerine kadar yerleştirmişlerdir. Sanat sanat için midir? Yoksa sanat tavuk mu içindir? Aslına bakarsanız tartışılır ancak tavuk ve horozların Avrupa'daki günlük yaşamda boy gösterdikleri, yeterince popüler oldukları aşikar.